19 Mayıs 2012 Cumartesi

” Kişisel gelişime neden bu kadar taktın Soner? ” diye başlayan cümlelere artık alıştım. Ne zaman bir kitabevine gitsem “kişisel gelişim” kitaplarının bulunduğu raflar ilgimi çekmiştir.  Bu cümleye “aman allahım, onlar ne güzel raflar öyle!” diye devam etmemi bekleyenleriniz olacaktır elbet. Neyse konumuza dönelim ve neden kişisel gelişime önem verdiğimden bahsedelim.
“Kişisel gelişim” dediğimizde aslında çok büyük bir konudan bahsediyoruz. İnsanın kendisini geliştirebileceği o kadar çok konu var ki, geliştir geliştir bitmez yani. Herkes ilgi alanları doğrultusunda, bir adım daha öteye gidebilmek için kişisel gelişime önem vermelidir. İlgi alanlarının yanı sıra “temel” diyebileceğimiz kişisel gelişim konuları da yok değil. Örnek verecek olursak “Hızlı Okuma” istisnasız her gelişim isteyenin başlıca seçeneği olmalıdır diye düşünüyorum.
Türkiye’de okuma hızı ortalaması dakikada 160-220 kelime arasındadır. Azami olarak 1300 kelimeye kadar çıkılabiliyormuş fakat bu biraz uçuk bir rakam tabi ki. Ama 500-800 kelime okumak Avrupa standartlarının baya üzerinde oluyor ki bu mümkün. Sadece istemek gerekiyor. 3 saatte bitirebileceğiniz bir kitabı 1 saatte bitirmek istemez miydiniz?
Neyse “Hızlı Okuma” konusunu fazla geniş tutmayayım çünkü o konuya başka bir yazıda değineceğim.
  • Okumak – Hızlı okumak
  • Konuşmak – Diksiyon
  • Klavye kullanmak – 10 parmak klavye kullanmak
  • Zaman harcamak – Zaman Yönetimi
  • Stres Altında Olmak  - Stres Yönetimi
  • Öğrenmeye Çalışmak – Öğrenmeyi Öğrenmek
  • Yabancı dil bilmek – Yabancı dili konuşmak -kullanmak
şeklinde listeyi çokça uzatabiliriz. Kendinizi geliştirdiğiniz her konu size başarı olarak geri dönecektir bunu asla unutmayın. Günde, geleceğiniz için ayıracağınız bir saat size ileride işinizde, ailenizde, sosyal hayatınızda, uykunuzda yani kısacası tüm hayatınızda başarı kapılarını aralayacaktır. Her alanda rekabet ettiğiniz insanlardan birkaç adım önde olmanızı sağlayacaktır.
Ununtmayın! “Bedava peynir sadece fare kapanında olur.”(Şerif İzgören)  
 (SONER SOYDAŞ Makalesidir)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder